İKİ KİŞİNİN KANDİLLER HAKKINDAKİ MÜNAZARASI

İKİ KİŞİNİN KANDİLLER HAKKINDAKİ MÜNAZARASI

❌ Kandilleri Hz. Peygamber ve sahabe kutlamadı. Asırlar sonra icad edildi.

✔️ Hz. Peygamber ve sahabe Kur’an’a hareke de koymadı.Asırlar sonra Kur’an bugünkü haline geldi?

❌ Kur’an’ı kolaylaştırmak için konuldu.

✔️ Hz. Peygamber ve sahabe düşünememiş mi kolaylaştırmayı?

❌ Onlar Arap’tı, Kur’an’ı okuyabiliyorlardı.
✔️ Kur’an’a hareke koyanlar da Araplardı?
❌ Başka milletler İslâmîyet’e girdiler, Arap olmayanlar için koydular.
✔️ 4 halife döneminde de Arap olmayanlar İslâmîyet’e girdi? Arap olmayan ülkeler fethedildi?
❌ Kur’an’ın korunması için konuldu harekeler.
✔️ Hz. Peygamber ve sahabe düşünememiş mi Kur’an’ı korumayı? Onlar bilmiyor muydu harekesiz ne kadar farklı anlamlar çıkacağını?
❌ Onların döneminde hafızlar vardı.
✔️ Her dönemde hafızlar vardı?
❌ Sonradan Kur’an’ı yanlış okuyan kişiler ortaya çıktı.
✔️Hz. Ali döneminde de Kur’an’ı yanlış okuyanlar çıkmıştı?
🔹Hz.Ali döneminde bir zat, halifenin huzuruna çıkıp Hâkka Sûresi’nin 37. ayeti olan “Lâ ye’külühû ille’l-hâtiûn” (İrin ve kan karışımını, bilerek ve ısrarla hata edenlerden başkası yemez) âyetini okur, ama ayeti “Lâ ye’külû ille’l-hâtûn (İrin ve kan karışımını, adım atanlardan başkası yemez)” şeklinde okur, sonra kafası karışır: “Ey mü’minlerin emîri, hangimiz adım atmıyoruz ki! Şimdi hepimiz bu kan ve irinden içecek miyiz?” der. Bu söz üzerine Hz. Ali, tebessüm ederek; “Sen onu yanlış okuyorsun.” diyerek ayetin te harfinin altına esre konulmak şeklinde okunduğunu izah eder.
🔹Kur’an okuyan biri Tevbe Suresi 3. ayetteki أَنَّ اللّهَ بَرِيءٌ مِّنَ الْمُشْرِكِينَ وَرَسُولُهُ ibaresinin sonunu rasulühü şeklinde değil de rasulihi şeklinde okuyarak; ayetin “Allah da Resûlü de müşriklerden uzaktır.” şeklinde olan anlamını “Allah, müşriklerden ve Resûlü’nden uzaktır.” yapmıştı.
🔹Bu gibi tehlikeli örneklere rağmen Abdullah bin Mesud gibi sahabeler Kur’an’a hareke konulmasına neden karşı çıktı?
❌ Kendin diyorsun işte harekeler korumak için.
Kandiller ne için?
✔️ Kandiller de İslâm kardeşliği ve ibadet hassasiyetini korumak için?
❌ Peygamber ve sahabe düşünemedi mi İslâm kardeşliğini, ibadet hassasiyetini?
✔️ Peygamber ve sahabe düşünemedi mi Kur’an’ın korunmasını?
❌ Zamanla şartlar değişti, Kur’an’ın korunması için önlem alındı.
✔️ Zamanla şartlar değişti, zayıflayan İslâm kardeşliği ve ibadet hassasiyetini korumak için böyle önlem alındı.
❌ Kandil olmadan da bunlar korunabilir.
✔️ Hareke olmadan, hafızlarla da Kur’an korunabilir?
❌ Korunamaz.
✔️ 200 yıl nasıl korundu o zaman?
❌ Uydurma bid’atı kıyaslandığın şeye bak, Kur’an ile kandil bir mi!
✔️ Bir değil, ama ikisini de peygamber ve sahabe yapmadı ve ikisi de şartlar değişince faydalı görüldü?
❌ Kandil dine ekleme yapmaktır, hareke dine ekleme değil.
✔️ Kur’an okumak dinde zaten yok mu ki sonradan eklemiş olalım? Nafile namaz kılmak dinde zaten yok mu ki biz eklemiş olalım? Toplanıp dua etmek dinde yoktu da biz mi ekledik?
❌ Anlamıyor musun, özellikle bu gece yapmak sonradan eklemektir.
✔️ Dine nasıl eklemişiz; farz mı demişiz? Vacib mi demişiz? Yapmak güzeldir demek dine eklemek mi oluyor?
❌ Sevap diyorsunuz, bu dine eklemektir.
✔️ Kur’an okumanın, dua etmenin, namaz kılmanın sevap olduğunu biz mi icad ettik?
❌ Mübarek değil diyorum bu geceler.
✔️ Mübarek bereketli demek. Milyarlarca Müslümanın ibadetiyle bereketlenmiyor mu bu geceler? Milyarlarca ibadet bereketlilik değilse nedir?
❌ Bu Türklerin uydurması, İslâm alemi filan kutlamıyor.
✔️ Kuzey Afrika’dan Endonezya’ya kadar İslâm ülkelerinde kutlanıyor, Suudi Arabistan hariç.
❌ Bu geceye has yemek dağıtmak ibadetleştiriliyor.
✔️ İbadetleştirilmiyor, adetleştiriliyor.
🔹 Güzel bir eylemi adet haline getirmeye ibadetleştirme değil adetleştirme denilir..
🔹İbadetleştirme olması için farz, vacib, zaruret, sünnet kabul edilmesi lazım.
🔹Dine ekleme olması için farz, vacib, sünnet kabul etmemiz lazım.
❌ Hareke konulması hiç bir şeyi değiştirmedi. Sadece okuyamayanlar için.
✔️ Birkaç örnek vereyim, nasıl değiştirdiğini gör :
🔹A’raf 157’deki peygambere saygı gösterirler anlamındaki عَزَّرُوهُ kelimesi ortadaki ze harfi şeddesiz okunduğunda ‘peygamberi azarlarlar, eleştirirler‘ kadar zıd bir anlama gelir.
🔹Kamer 17, Kamer 22, Kamer 32, Kamer 40’daki,يَسَّرْنَا ifadeleri şeddeli okunduğunda ‘Kur’an’ı kolaylaştırdık’ anlamındadır; oysa şeddesiz okunursa ‘Kur’an’a boyun eğdik‘ anlamına gelir.
🔹Meryem 97 ve Duhan 58’deki يَسَّرْنَاهُ fiili şeddeli okunduğunda ‘Biz onu senin dilinle kolaylaştırdık‘ anlamındayken, şeddesiz okunduğunda ‘Biz ona senin dilinle boyun eğdik‘ gibi tehlikeli bir anlama uzanıyor.
🔹Duha 3’teki وَدَّعَكَ مَا ‘seni terketmedi‘ وَدَعَكَ مَا şeklinde şeddesiz okunursa ‘Sana yumuşak davranmadı‘ anlamına gelir.
🔹Ankebut 5’teki أَجَلَ kelimesindeki lam harfi şeddeli okunursa ‘Allah’ın takdir ettiği gün gelecektir‘ anlamı ‘Allah’ın yüceltileceği gün gelecektir‘ anlamına evrilir.
🔹Müzzemmil 20’deki مَا تَيَسَّرَ ifadesi şeddeli okunduğunda ayet kesiti ‘Kur’an’dan kolayına gideni oku‘ anlamına gelir; şeddesiz okunursa ‘Kur’an’dan boyun eğdiğini oku‘ anlamını kazanır. Sanki Hz.Peygamber’in boyun eğmediği ayet varmış gibi muğlak bir yere çekilir anlamı.
🔹Ahzab 48’de وَدَعْ Kafirleri terket deniliyor ama eğer ortadaki harf şeddeli okunursa (وَدَّعْ ) ‘Kafirlere ver, kafirlere emanet et‘ anlamına gelir..
🔹Yusuf 53’te geçen أُبَرِّئُ çekiminin kök fiili بَرَّأَ ‘aklamak, arıtmak‘ anlamına geldiği halde bu fiilin şeddesiz hali olan بَرَأَ ‘yaratmak‘ anlamına gelir.
🔹En’am 31’deki فَرَّطْنَا kelimesi şeddeli okunduğunda aşırıya gittik anlamına geliyorken,şeddesiz okunduğunda gevşek davrandık anlamına gelir. Bu fiilin şeddeli/şeddesiz okunuşları arasındaki böylesi bir anlam farklılaşması hatta anlamın zıddına evrilmesi Kur’an’da 8 yerde vardır.
🔹En’am 19’daki بَلَغَ مَن ifadesi şeddeli okunursa ‘ulaşan kimseler‘ şeddesiz okununca ‘güzel konuşan kimseler‘ anlamını kazanıyor.
🔹Yunus 98’deki ve Enbiya 44’teki مَتَّعْنَا kelimesi şeddeli okunduğunda ‘faydalandırdık‘ analmında iken şeddesiz okunduğunda ‘götürdük‘ anlamını kazanıyor.
🔹Şuara 207’de, Onların metalandırıldıkları şeyler, onlara fayda vermez ifadesindeki يُمَتَّعُونَ fiili şeddesiz olduğunda ‘Onların götürüldükleri şeyler, onlara fayda vermez’ anlamını katar.
🔹Maide 52’deki مَا أَسَرُّوا ifadesi şeddeli okunduğunda ‘gizlediklerine pişman olurlar‘ anlamına geliyorken, şeddesiz okunduğunda ‘esir aldıklarına pişman olurlar‘ anlamını kazanır.
🔹Yusuf 19’daki أَسَرُّوا ifadesi şeddeliyken anlam ‘ticaret malı olarak gizlediler‘ iken, şeddesiz okunduğunda ‘ticaret malı olarak esir aldılar‘ (Hz.Yusuf’u) anlamına evrilir.
🔹Hud 105’te geçen تَكَلَّمُ kelimesi şeddeliyken ‘kimse konuşmaz‘ şeklinde anlaşılır, şeddesizken ise ‘kimse yaralamaz‘ şeklinde anlaşılır.
🔹Kur’an’da 50 yerde geçen عَذَّبَ köklü fiil şeddeli haliyle ‘azab etmek‘ türevi anlamlara geliyorken, şeddesiz okunduğunda ise ‘engel olmak‘ türevi anlamlara gelir.
🔹Kur’an’da 29 ayette قَطَعَ köklü fiil vardır ve bu fiil, ortasındaki ط harfi şeddesiz okunduğunda ‘kesmek‘ türevi anlamlara gelirken şeddeli okunduğunda ‘parçalamak‘ türevli anlamlara gelir.
🔹Şeddesiz Kur’anda فَعَّلَ kalıbındaki hiç bir fiili doğru okuyamazsınız, تَفَعُّل kalıbındaki kelimeleri de okuyabilmeniz mümkün olmaz. Fiillerin dışında şeddeli, cezimli kelimelerin sayısının tesbiti bile günlerinizi alır. Noktasız harf karışıklıkları, harekesizliğin sebep olduğu hatalar..
🔹Ve şedde Kur’an’a asırlar sonra konuldu.
❌ Peygamberimiz doğum gününü mü kutladı ki siz kutluyorsunuz!
✔️ Evet, doğduğu gün şükür için oruç tutmuştur, biz de onun doğduğu gün şükür için ibadet ediyoruz, oruç tutuyoruz.
❌ Hristiyanlardan ne farkınız var, onlar Hz. İsa’nın doğduğu günü kutluyorlar siz de Hz. Muhammed’inkini.
✔️ Onlar eğlence ve günah için toplanıyorlar biz ibadet için.
🔹İbadete toplanmak eğlenceye toplanmaya mı benziyor!