Hadis türleri

Hadis türleri lütfen okuyalım…

1- Hadis-i mürsel: Sahabe-i kiramın ismi söylenmeyip, Tabiinden birinin doğruca, (Resulullah aleyhisselam buyurdu ki) dediği hadis-i şerif.

2- Hadis-i müsned: Resulullaha isnat eden Sahabînin ismi bildirilen hadis-i şeriflerdir.

3- Hadis-i müsned-i muttasıl: Resulullaha kadar, aradaki ravilerden hiçbiri noksan olmayan hadis-i şerif.

4- Hadis-i müsned-i münkatı: Sahabîden başka, bir veya birkaç ravisi bildirilmeyen.

5- Hadis-i mevsul: Sahabînin, (Resulullahtan işittim, böyle buyurdu) diyerek haber verdiği, hadis-i müsned-i muttasıl demektir. Bunlara, hadis-i merfu da denir.

6- Hadis-i mütevatir: Birçok Sahabînin, Resulullahtan ve başka birçok kimsenin de, bunlardan işittiği ve çok kimselerin haber verdiği hadis-i şeriflerdir. Bunların, bir yalan üzerinde sözbirliği yapmalarına imkân olmaz. Bu hadis-i şeriflere inanmayan kâfir olur.

7- Hadis-i meşhur: İlk zamanda bir kişi bildirmişken, ikinci asırda şöhret bulan hadis-i şeriflerdir. Yani bir kimsenin Resulullahtan, o kimseden de, çok kimselerin ve bunlardan da, başka kimselerin işittiği hadis-i şerif olup, son duyulan kimseye kadar, artık hep mütevatir olarak bildirilmiştir. Meşhur hadislere inanmayan da kâfir olur. (Redd-ül-muhtar s.176)

8- Hadis-i mevkuf: Sahabîye kadar söyleyen hep bildirilip, Sahabînin, (Resulullahtan işittim) demeyip, (Resulullah böyle buyurmuş) dediği hadis-i şerif.

9- Hadis-i sahih: Âdil ve hadis ilmini bilenden işitilen, müsned-i muttasıl, mütevatir ve meşhur hadis-i şerif.

10- Haber-i âhâd: Bir kimse tarafından söylenilen, müsned-i muttasıl hadis-i şerif.

11- Hadis-i muallâk: Baştan bir veya birkaç ravisi veya hiçbir ravisi belli olmayan.

12- Hadis-i kudsi: Manası Allahü teâlâdan, kelimeleri Resulullah tarafından olan.

13- Hadis-i kavi: Söyledikten sonra, bir âyet-i kerime okuduğu hadis-i şerif.

14- Hadis-i nâsih: Son zamanlarında söyledikleri hadis-i şerif.

15- Hadis-i mensuh: İlk zamanda söyleyip, sonra değiştirilen hadis-i şerif.

16- Hadis-i âmm: Bütün insanlar için söylenmiş olan hadis-i şerif.

17- Hadis-i has: Bir kimse için söylenmiş hadis-i hadis-i şerif.

18- Hadis-i hasen: Bildirenler, sadık ve emin olup, fakat hafızası, anlayışı, sahih hadisleri bildirenler kadar kuvvetli olmayan kişilerin bildirdiği hadis-i şerif.

19- Hadis-i maktu: Söyleyenler, Tabiin-i kirama kadar bilinip, Tabiinden rivayet olunan hadis-i şerif.

20- Hadis-i şaz: Birinin, bir hadis âliminden işittim dediği hadis-i şerif.

21- Hadis-i garip: Yalnız bir kimsenin bildirdiği hadis-i sahihtir. Yahut aradakilerden birine, bir hadis âliminin muhalefet ettiği hadis-i şerif.

22- Hadis-i zayıf: Sahih ve hasen olmayandır. Ravilerden birinin hafızası, adaleti gevşek veya itikadında şüphe vardır. Bu hadise göre fazla ibadet yapılır; fakat ictihadda bunlara dayanılmaz.

23- Hadis-i muhkem: Tevile muhtaç olmayan hadis-i şerif.

24- Hadis-i müteşabih: Tevile muhtaç olan hadis-i şerif.

25- Hadis-i munfasıl: Aradaki ravilerden, birden fazlası unutulmuş olan hadis-i şerif.

26- Hadis-i müstefid: Söyleyenleri üçten çok olan hadis.

27- Hadis-i muddarib: Muhtelif yollardan, birbirine uymayan şekilde bildirilen.

28- Hadis-i merdud: Manası olmayan ve rivayet şartlarını taşımayan söz.

29- Hadis-i müfteri: Müslüman görünen dinsizlerin uydurdukları söz.

30- Eser: Mevkuf ve maktu hadis veya dua bildiren merfu hadis.

31- Hadis-i mevdu: Bir hadis âlimine göre, hadis olma şartlarını taşımayan hadis, sadece o âlime göre mevdu, yani uydurma olur. Hadis usulü ilminde müctehid olan bir âlim, bir hadisin sahih olması için, lüzum gördüğü şartları taşımayan bir hadis için, benim mezhebimin usulünün kaidelerine göre mevdudur der. Yoksa, (Peygamber efendimizin sözü değildir) demek istemez. Yani, hadis-i şerif denilen bu sözün hadis olması, bence anlaşılmamıştır demektir. Hadis usulü ilminin başka bir müctehidi de, hadisin doğru olması için aradığı şartları bu sözde bulunca, hadistir, mevdu değildir diyebilir. Dört mezhep arasında ayrılık bulunması, sözlerinin yanlış olacağını göstermediği gibi, hadisler için de, böyledir. Böyle şeyler, ictihad işi olduğundan, bir müctehidin mevdu demesiyle, hakikatte mevdu olması lazım gelmez.

Hadis usulünde kullanılan kavramlar

SÖZLÜ SÜNNET : ( Kavli Hadis) Resulullah’a ait kelamdır.

FİİLİ SÜNNET ( Fiili Sünnet ) Resulullah’ın davranış ve uygulamaları anlatımıdır.

SARİH (açık) TAKRİR : Resulullah’ın muttali olduğu herhangi bir olay yada sahabilere ait uygulamayı tasvib ve tasdik ettiğini açıkça belirtmesidir.

ZIMNİ TAKRİR: Muttali olduğu herhangi bir olay karşısında Hz. Peygamber’in sükut buyurmasıdır.

Sened : Biri diğerinden almak ve nakletmek sartıyla hadisi rivayet eden kişilerin Resulullah’a kadar sıralandığı kısma sened denir .

Metin : Hadisin yapısında asıl kısmı metin teşkil eder .Metin senedin kendisinde son bulduğu sözlü kısımdır.

Sema : Hocanın ezberinden veya yazılı bir metinden okuyarak rivayette bulunması ,öğrencinin ,hocadan bizzat duyarak bu rivayeti almasına sema’ denir.

Kıraat : Hocanın huzurunda talebe ezberinden veya elindeki kitaptan hadis okur.Hoca da ezberinden veya elindeki bir nüshadan takip ederek dinler. Gerektikçe düzeltme yapar. Bu yolla öğrenci , o hadisleri hocadan almış olur. Bu usule kıraat veya arz denir.

İcazet : Hocanın talebesine duyduklarını veya kitaplarını rivayete izin vermesine icazet denir.

Münavele : Kendisinden nakl ve rivayet etmesi için hocanın ,öğrenciye bir kitap veya yazılı bir metin vermesine münavele denir.

Kitabet: Huzurunda bulunan veya bulunmayan bir öğrenci için hocanın kendi eliyle bir veya birkaç hadis yazıp veya yazdırıp vermesi veya göndermesine denir.

İ’lam : Hocanın icazetten söz etmeksizin belli bir hadis veya hadis kitabı için sadece benim rivayetim ite budur diye açıklamada bulunmasına İ’lam denir.

Vasiyet : Ölmek veya yolculuğa çıkmak üzere olan hocanın rivayet izninden söz etmeksizin kitabını öğrencilerinden birine vasiyet etmesidir.

Vicade : Bir kimsenin yazma bir risale veya kitabı bulması ,ele geçirmesine vicade denir.

Ravi: Lugat manası” nakleden, taşıyan ve ileten” demektir.

Istilahta manası: Hadisi öğrenip eda terimlerinden biriyle kendisinden sonrakilere nakleden hadisci demektir.

Müksirun: Binden fazla hadis rivayet etmiş kişiye denir

Cerh: Lugatta ;elle,aletle veya dille yaralamak demektir.

Istılahta ; Adalet ve zabt sıfatını ibtal ve ihlal edici bir kusur sebebiyle raviyi tenkid ile rivayetlerinin iyice tetkikini istemek demektir.

Ta’ dil: Tezkiye etmek demektir. Ravinin adil ve zabıt olduğuna hükmederek rivayetlerinin sihhatini ortaya koymaktır.

Kizbu’r -ravi: Ravinin, hadis rivayetinde yalancılığı

Ittihamu’r- ravi bi’l- kizb: Ravinin yalancılıkla itham edilmiş olması

Fısku’ r-ravi: Ravinin gunahkarligi.

Cehaletu’ r-ravi: Ravinin tanınmaması

Bid’ atu’r- ravi: Ravinin ehli bid’ at’ tan olması

Kesretu’l-galat: Rivayette çok yanlış yapması

Fartu’l-gafle: Ravinin aşırı gafil ve kapılgan olması

Vehm: Hadisin sened ve metninde,hatta Cerh ve ta’dilde doğru sanarak bazı hatalar yapması Ravinin hadisini muallel hale getirir.

Muhalefetu’ s- sikat: Zayıf bir ravinin güvenilir ravilerden birine muhalif olarak veya sika daha ravilerden farklı şekilde rivayette bulunması demektir.

Su’ u’l-hıfz: Ravinin hafızasının pek parlak olmaması.

Muaddel: Ta’dil ve tezkiye edilmiş raviler demektir.Bunlar sikat grubunu oluşturular.

Mecruh: Cerhedilmis ravidir.

Makbul Hadisler: Ravisinin doğruluğunu kabul edilen ve kendisiyle amel edilmesi gereken hadislerdir. ” Ma’mulun bih ” veya” me’ huzun bih” de denir.

Merdud Hadisler: Ravisinin doğruluğu kabul edilmeyen ve kendisiyle amel etmek gerekmeyen hadistir.

Mutevatir Hadis: Aklın, yalan üzerinde birlesmelerini adeten mümkün görmediği ravilerin topluluğun, her nesilde,kendileri gibi bir topluluktan alıp naklettiği,işitme veya görmeye (mahsusat) dayanan hadistir. Bu nitelikleriyle mutevatir hadisler,kesin bilgi ifade eder.tetkik ve tenkid dışıdır.

Ahad Hadisler: Ahad hadis veya haber- i vahid, her ne kadar” bir kişinin verdiği haber” anlamına geliyorsa da, hadis usulundeki anlamı,”mutevatir hadis şartlarını şartlarını taşımayan hadis” tir.

Meşhur Hadis: Hadiscilere göre meşhur ;tevatur şartlarını taşımayan topluluğun naklettiği ve her nesilde ravisi ikiden aşağı olmayan hadistir.

Kudsi hadis: Ayet olmamak kaydıyla, Hz. Peygamber’ in” Allah Teala şöyle buyurmuştur” diyerek,Allah Teala’ ya nisbet ve izafe ettiği hadistir.Bu tür hadislere ilahi veya Rabbani hadisler de denir.

Merfu hadis: Söz, fiil,takrir,fitri veya ahlaki vasıf olarak senedi muttasil veya munkati olsun açıkça veya dolaylı bir şekilde (hükmen) Hz. Peygambere izafe edilen hadistir.

Mevkuf hadis : Sahabilerin söz,fiil ve takrirlerine dair muttasıl veya munkatı haberlere mevkuf denir. Sened sahabide kalır, Hz.Peygamber’e ulaşmaz.

Maktu hadis: Herhangi bir tabii’ ye izafe olunan söz,fiil veya takrirlere maktu hadis denir.

[Munkati, senedinde bir Ravinin isminin hiç geçmediği veya kapalı olarak geçtiği hadisler ile, senedinden, sahabiden önce bir kişinin atlandigi veya peşpeşe olmamak şartıyla birden fazla ravinin alınmış olduğu hadisler için kullanılmaktadır ]

Sahih hadis: Adalet ve zabt sahibi ravilerin muttasil senedle rivayet ettikleri şazz ve muallel olmayan hadistir.

Hasen hadis: Zaptı biraz gevşek olan ravilerin muttasil senedle rivayet ettikleri şazz ve muallel olmayan hadistir.

Zayıf hadis: Sahih ve hasen hadisin şartlarını taşımayan hadistir. Hadiste zayıflık genelde iki sebepten kaynaklanır.

1- Senette inkita (kopukluk ) olması

2- Raviye cerhi gerektiren bir halin bulunması.

Mürsel hadis: Tabii’nin, sahabiyi atlayarak Hz.Peygamber’e izafe ettiği hadistir.

Munkati hadis: Senedi muttasıl olmayan hadistir.

Mu’ dal hadis: Senedin herhangi bir yerinden peşpeşe iki veya daha çok ravinin düştüğü hadistir.

Muallak hadis: Senedinin baş tarafından bir veya peşpeşe bir kaç ravinin ya da muntehasina kadar senedinin bütünüyle hazfolundugunu hadistir.

Müdellel hadis: Tedlis, senede dahil bir ravinin ismini atlayarak, orada böyle biri yokmuş izlenimini verecek şekilde senedi sevketmek demektir.(Tedlis, lugatte de malın ayıbını müşteriden gizlemektir)

Mevzu hadis: Hz.Peygamber adına yalan uydurmak (kizb) ile cerh edilmiş ravinin rivayetine denir.

Metruk hadis: Yalancılıkla itham edilmiş bir ravinin rivayetinde yanlız kaldığı (teferrud ettiği ) hadise metruk veya matruh denir.

Munker hadis: Munker hadis usulculerin tarif ve tanımında farklı görüşler ileri sürdükleri bir zayıf hadis cesididir .

Muallel hadis: Görünürde sahih olmakla beraber, bu sıhhati yok edebilecek gizli bir illet taşıyan hadislere muallel veya ma’ lul denir.

Müdrec hadis: Hadisten olmayan bir kelamın,hadise bitişik olarak zikredilmesine idrac, böyle bir uygulamaya uğramış hadise de müdrec denir.

Maklub hadis: Sika ravilere muhalefet ya seneddeki ravi isimlerini ya da metnin bazı kelimelerini takdim-te’ hir ederek rivayet etmekle gerçekleştirilir.Bu çeşit bir muhalefet ile rivayet edilen hadise maklub denir.

Muzdarib hadis: Birden çok rivayeti bulunduğu halde rivayetlerin birini diğerine tercih edecek sebep bulunamayan hadislere muzdarip denir.

Şaz hadis: Hadiscilerin, tek başınalık (infirad) ve muhalefet (muhalefetu’s-sikat) noktalarından hareketle tarifini farklı şekilde yaptıkları bir zayıf hadis çeşididir.

Musahhaf hadis:Sika ravilere muhalefetin bir çesidi de kelimenin yazılışı (hattı )bozulmaksızın nokta veya harekelerin değiştirilmesi ve böylece başka bir kelime haline getirilmesidir.

Muharref hadis: Kelimesi hareke değişikliğine uğramış hadise muharref denir.

Muhkem: Muarazadan salim olan makbul hadislere muhkem denir.

Muhtelif: Makbul bir hadisin muaraza ettiği makbul hadistir.Şayet muariz olan hadis makbul değilse,muaraza yok demektir ve o hadis yine muhkem olur.

Vâhî: Senedinde hadis uydurmakla veya yalancılıkla itham edilmiş ravilerin bulunduğu rivayetler için kullanılan bir terimdir.

Kavramlar Ismail Lütfi Çakan hocanın Hadis Usulü kitabından derlenmiştir