Bişr-i Hâfî Hazretleri Kimdir?

Tarih: 27 Ocak 2018

Bişr-i Hâfî (Rahimehullâh) Hazretleri’nin künyesiyle beraber tam adı, Ebû Nasr Bişr ibni Hâris Abdirrahmân ibni Atâ ibni Hilâl el-Hâfî el-Mervezî’dır. 767 senesinde Horasan’ın Merv kentinde doğdu. Babası, Merv şehrinin reislerindendi. Babasının vefâtının ardından kendisine yüklü bir miras kaldı. Bu miras vesilesiyle rahat bir gençlik dönemi geçirdi.

Bişr-i Hâfî (Rahimehullâh) Hazretleri ilim merkezinde doğması hasebiyle ilim tahsil etme imkânı buldu. Buna mukabil arkadaşlarını iyi seçemediğinden onların kötü alışkanlıklarından etkilendi; eğlence hayatına meyletti. Bu hayatından, yaşadığı bir hadise üzerine gördüğü rüyanın ardından tevbe ederek takva hayatına yöneldi. Sözünü ettiğimiz hâdise ve ilgili rüya, kaynaklarımızda şöyle anlatılır…

Kötü Alışkanlıklardan Kurtulmasına Vesile Olan Hâdise

Bişr-i Hâfî (Rahimehullâh) Hazretleri, bir eğlence dönüşü iyi olmayan bir hâl üzere evine dönmek üzere yola koyulur. Yol üstünde besmele-i şerîf yazılı bir kâğıdı fark eder. İçi sızlar; kâğıdı yerden alır, öper ve başının üstüne koyar. Kâğıda çamur bulaşmıştır. Önce temizler, sonra güzelce koku sürüp evinin duvarına asar ve daha sonra uyumak üzere yatağına uzanır.

Hayatına Yön Veren Rahmânî Rüya

Bişr-i Hâfî (Rahimehullâh) Hazretleri yatağında uyumaktadır. Bölgede yaşayan velîlerden birine rüyasında: “Git, Bişr’e söyle! İsmimi temizlediğin gibi seni temizlerim. İsmimi büyük tuttuğun gibi, seni(n şânını) büyütürüm. İsmimi güzel kokulu yaptığın gibi, seni güzel ederim. İzzetime yemin ederim ki, senin ismini dünyâda ve âhirette temiz ve güzel eylerim.” şeklinde nidâ edilir.

Üç kez tekrar eden bu rüyanın ardından velî zât, Bişr-i Hâfî (Rahimehullâh) Hazretleri’ni arar ve bir tür eğlence mekânında bulup kendisine, Allah Te‘âlâ’dan haber getirdiğini söyleyerek rüyayı anlatır. Bişr-i Hâfî (Rahimehullâh) Hazretleri rüyayı dinledikten sonra gözyaşları içerisinde tevbe eder ve hâlini düzeltmek üzere ahdeder…

Tevbe Ettikten Sonraki Hayatı ve Vefâtı

Bişr-i Hâfî (Rahimehullâh) Hazretleri’nin hayatı, tekrar eden rüyasının mahiyeti vesilesiyle tamamen değişti. Bundan sonra artık zühde yöneldi ve en büyük zâhilerden biri oldu. Tevbe ettikten sonra evvela Merv’de dayısı Ali ibni Harşam’dan ders aldı; tasavvuf yoluna girdi. Mücâhede ederek zühd ve takvâ yolunu benimsedi.

Pek çok kez ilmî seyahate çıktı; Mekke, Kûfe, Basra, Şâm ve Lübnan bölgesinde seyahatlerde bulunduktan sonra Bağdat’a gelip yerleşti. Bağdat’ta, aralarında Mâlik ibni Enes, Şerîk ibni Abdillâh, Fudayl ibni İyâz, Abdullah ibni Mübârek (Rahimehumullâh)ın da bulunduğu devrin büyük âlimlerinden ders aldı; sohbetlerine katılarak istifade etti.

Bişr-i Hâfî (Rahimehullâh) Hazretleri, döneminin büyük âlimlerinden aldığı ilmî, kendisinden sonraki dönemin önde gelen âlimlerinden olacak zâtlara aktardı. Nuaym ibni Heydâm, Muhammed ibni Heydâm, İbrâhim ibni Hâşim… (Rahimehumullâh) gibi âlimler, talebeleri arasında bulunurlar.

841 (H.227) Rebiülevvel ayında Bağdat’ta vefât eden Bişr-i Hâfî (Rahimehullâh) Hazretleri’nin kabri burada önemli ziyâret yerlerinden biridir.